Banka Kredisi İle Alınan Malların Boşanma Durumunda Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Eşlerin evlenmesi ile başlayan mal rejimi eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona ereceği gibi mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde de, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona ermiş kabul edilecektir.
Evlilik birliği içerisinde eşler banka kredisi kullanarak taşınır ve/veya taşınmaz mallar edinmek isteyebilirler. Beklenen eşlerin evlilik içerisinde kullanılan kredi borçlarına birlikte katlanmaları ve ödemelerini birlikte gerçekleştirmeleri olsa da gerçekte ortaya çıkan ve yaşanan durum her zaman planlanan ile örtüşmemektedir. Şöyle ki; eşlerin boşanmak istemeleri halinde, boşanma davasının açılması ile eşler arasında geçerli kabul edilen mal rejimi boşanma dava tarihi itibariyle sona erecektir. O halde eğer alınan taşınır ve/veya taşınmazın şayet evlilik birliği içerisinde kullanılan kredisine ilişkin ödemelerin tamamlanmaması halinde söz konusu malvarlığının paylaşımının nasıl yapılacağı sorusu akla gelmektedir. Sonuçta kredi eşlerden biri üzerine çekilmiştir ve o eş o boşanma davası sonrasında da mal paylaşımı davası devam ederken de kredi ödemelerine devam etmek durumunda kalacaktır. Eşler arasındaki mal rejimi boşanma dava tarihi itibariyle sona ermiş olduğundan boşanma dava tarihinden sonra eşlerin yapacağı ödemeler kişisel malları kapsamında kalmaktadır. Bu durumda o kredi konusu malın edinilmiş mal olduğundan hareketle eşler için yarı yarıya paylaşımına gidilmesinin kabul edilmesi halinde kredi ödemelerini yapmakta olan eş bakımından bir hak kaybının ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır.
Bu noktada ortaya çıkabilecek olan hak kayıplarının önlenebilmesi için banka kredisi ile alınan ve boşanma dava tarihinden sonra da ödemeleri devam etmekte olan malvarlıkları bakımından Yargıtay uygulaması ile bir hesaplama yöntemi getirilmiştir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2012/11719E. ve 2013/7824 sayılı ilamına göre;
“.…Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; davalı ...'in taşınmazın satın alındığı tarihte 120 ay vadeli 20.000 TL konut kredisi çektiği ve mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihine kadar 19 taksitini ödediği anlaşılmaktadır. Az yukarıda da belirtildiği gibi, kredinin dava konusu taşınmazın edinilmesinde kullanıldığı ileri sürülmüş olduğuna göre, davalının bu husustaki delillerinin eksiksiz bir biçimde toplanmak suretiyle, evin alımında kullanıldığının belirlenmesi durumunda 120 aya göre ödenen 19/120 oranın edinilmiş mallara katılma rejimi için gözetilmesi gereken artık değer olarak kabul edilmesi, kalan 101/120 oranın ise, davalı ... tarafından ödenmesi gerektiği düşünülerek onun kişisel malı ile ödenecek miktar (borcu) olduğunun kabulü ile belirtilen oranlara göre hesabın yapılması gerekmektedir (karar tarihine yakın tarihteki taşınmazın sürüm değeri / 120 X 19 = bulunacak artık değerin yarısı, "... Taşınmazın sürüm değeri/120 X 101 = çıkacak miktar davalının kişisel malı olup" sürüm değerinden düşülecek borçtur. Yani "... Sürüm değeri-davalının kişisel malı=artık değerin 1/2'si katılma alacağı" olacaktır) bu formüllerden biri ile sonuca ulaşmak mümkündür…”
Yukarıda yer verilen Yargıtay kararından da anlaşılacağı üzere Yargıtay uygulaması ile şekillenen hesap yöntemine göre öncelikle yasal mal rejimi içerisinde ödenen miktar toplam ödemeye oranlanacaktır. Hesap sonucu çıkan oran paylaşıma konu malvarlığının tasfiye tarihindeki değeri ile çarpılacak ve yapılan çarpım sonucunda elde edilen değer artık değer olarak kabul edilecektir ve bu artık değerin yarısı diğer eşin katılma alacağı olarak hükme esas alınacaktır.
Yargıtay uygulaması ile şekillenen ve yukarıda değinmiş olduğumuz hesaplama yöntemi kredi ödeme taksitlerinin her ay değişen miktarlarda olması halinde hakkaniyete aykırı bir sonuç elde edilmesine sebep olacaktır. O nedenle yapılan kredi ödemelerine ilişkin tüm taksitler eğer eşit miktarlarda değilse yukarıda belirtilen yöntemin değil de daha farklı bir hesaplama yönteminin kullanılması gerekmektedir. Bu durumda yine yukarıdaki yöntem ile önce boşanma dava tarihinde mevcut olan borç miktarının toplam kredi borcuna oranı bulunmalıdır. Tespit edilen bu oran mal rejiminin sona erdiği tarihteki taşınmazın kredi borç oranıdır. Daha sonra da tespit edilen oranın taşınmazın toplam satın alma bedeli içindeki oranı bulunarak bu kısmın kişisel mal olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Geriye kalan oran ve taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri üzerinden katılma alacağı hesabı yapılmalıdır.
Bazen de eşler davalar devam ederken kredi borcu bulunan dava konusu malvarlığını devir edebilmektedirler. Öncelikle belirtmek gerekmektedir ki devir yapılmış olması mal paylaşımına engel değildir. Çünkü paylaşıma tabi malvarlıkları bakımından esas olan boşanma dava tarihinde o malvarlığının mevcudiyetidir. Dava sırasında devir yapılmış olması mal paylaşımı önünde bir engel olarak kabul edilemez. Kredi ödemeleri devam etmekte olan bir malvarlığının devredilmesi halinde devir ile kredi borcu da sona ereceğinden malvarlığının devir tarihindeki değerinden devir tarihindeki toplam borç düşülerek bulunacak miktarın ikiye bölünmesi ile eşlerin katılma alacağı tespit edilecektir.
Bazı durumlarda da kredi borçlusu eşin boşanma dava tarihinden sonra kredi borcunu erken kapatarak sona erdirmesi haline sıkça rastlanmaktadır. Kredi borcunun dava devam ederken erken ödeme ile kapatılması halinde aşağıda yer verilen Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2013/16653E. ve 2013/18672 sayılı ilamında da değinilmiş olduğu üzere dava tarihinden sonraya tekabül eden ödeme miktarının kişisel mal olarak dikkate alıp hesaplama yapılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki;
“…Dava konusu araç bakımından ise, Mahkemece 23.05.2012 tarihli keşif tarihi itibarıyla belirlenen 25.000 TL araç sürüm değeri üzerinden 12.500 TL. katılma alacağına hükmedilmiştir. Ancak, dosya arasına getirtilen belgelerden dava konusu 2004 model ... marka aracın alımı sırasında ... Banktan (Dışbank) davalı ... lehine araç kredisi kullanıldığı, dosya arasına kredinin 29.04.2005 tarihinde 14.303,83 TL yatırılarak davalı tarafından erken kapatılmasına ilişkin belge getirtilmiş ise de banka kredisi ve alım sırasında ödenen peşinat ile ilgili tüm belgelerin dosya arasına getirtilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, katılma alacağı hesabında gözetilecek artık değerin bulunmasında davalının savunması üzerinde durulması, Mahkemece, dava konusu aracın alımı sırasında ödenen peşinat, çekilen banka kredisi ve ödemelere ilişkin tüm belgelerin getirtilmesi, bankadan kredi çekilerek araç alımında kullanıldığında bir tereddüt bulunmadığına göre davalının kişisel malı sayılabilecek banka kredisinin boşanma dava tarihinden sonraya tekabül eden ödeme miktarının (taksitler ve erken kapatma ile ilgili oranlama yapılarak) belirlenerek davalının kişisel malı olarak gözetilmesi, araçla ilgili gerekli araştırma ve inceleme yapılması, katılma alacağına esas artık değerin bu şekilde bulunması ve sonucuna göre bulunacak artık değerin yarısı oranında katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken alımda kullanılan banka kredisinin artık değer hesabında dikkate alınmaması doğru olmamıştır….”
Son olarak ifade etmek gerekmektedir ki; işbu açıklamalarımız ancak ve ancak kredi ile alınan malvarlığının sahibi ile kredi borçlusu eşin yani bankadan kredi kullanan eşin aynı kişi olması halinde geçerlidir. Boşanma dava tarihinden sonra kredi ödemelerinden sorumlu olan eş ile kredi konusu malın sahibi eşin farklı kişiler olması halinde işbu hesaplama yöntemleri söz konusu durum için geçerli kabul edilemeyecektir. Ancak ve ancak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uyarınca kredi borcundan sorumlu olan eş, malvarlığına sahip olan eşten sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre Asliye Hukuk Mahkemelerinde açacağı bir dava ile talepte bulunabilecektir. Yani kredi borçlusu eş ile malik olan eşin farklı kişiler olması durumunda boşanma dava tarihinden sonra yapılan ödemelere ilişkin mal rejimi hükümlerine göre Aile Mahkemeleri aracılığıyla talepte bulunulamaz.
Yasal Uyarı: İşbu makale başka bir internet sitesinde ancak makalenin yer aldığı internet adresi linkini içeren aşağıdaki ifadeye yazının başında veya sonunda belirgin bir şekilde yer verilmesi şartıyla yeniden yayımlanabilir veya basılabilir.
Comentários